15 Mayıs 2009 Cuma

Empire Of The Sun - Walking On A Dream



İsmini J.G. Ballard'ın yarı otobiyografik romanı Güneş İmparatorluğu'ndan alan Empire Of The Sun, Pnau’dan tanıdığımız Nick Littlemore ile The Sleepy Jackson’ın gitar ve vokalden sorumlu üyesi Luke Steele’in bir araya gelmesinden oluşuyor.

Albümün miksaj ve kayıtlarında emeği geçen isimler arasında Littlemore’un Pnau’daki ortağı Peter Mayes da var. İkili, daha önce çalıştığı gruplardaki tecrübelerini kullanıp indie rock ve dans müziğini mükemmele yakın bir uyumla harmanlıyor.

Albüm Standing On The Shore’un egzotik gitar melodisiyle açılıyor. Parçanın ritmik düzenlemeleri ve koronun falsetto söylediği nakarat, albümün genel tarzı hakkında ipucu veriyor.

Without You, puslu atmosfere sahip etkileyici bir ballad olarak diğer şarkıların arasından sıyrılıyor. İçindeki gri havaya uygun düşen, bir pop şarkısının olmazsa olmazı basit ama etkileyici sözleri sayesinde, Purple Rain ve Nothing Compares To You gibi klasiklerin kalibresine yakın duruyor.

Empire Of The Sun, hafif oynak ve neşeli bir düzenlemeye sahip olan Walking On A Dream ile kanımıza makul dozda endorfin pompalıyor. Ayrıca şarkının klibinde Nick Littlemore’un akıllara zarar makyajı ve ikilinin doğuya özgü ilginçlikteki mistik kıyafetleri göz kamaştırıyor.

We Are The People’daki akıcı akustik gitar ritmi üzerine kurulmuş olan dans melodisi, parçayı defalarca dinlenebilir kılıyor. Luke Steele’in bu şarkıdaki ve The World’daki yorumu Bob Dylan’ın bezgin, bıkkın vokalini andırıyor.

Country’nin açılışı Top Gun’ın soundtrack’inde yer alan Take My Breath Away’i akla getirse de Yanni’nin 80’lerdeki new age parçalarına daha çok benziyor.

Luke Steel’in Half Mast’taki falsetto vokali şarkıya olduğundan daha naif bir hava katıyor.

Oynak bir altyapısı olan Swordfish Hotkiss Night, başlar başlamaz sizi hoyratça elinizden yakalayıp dans pistine çekiyor. Parçanın isminden de anlaşılacağı üzere; ikili, bir zamanlar Freddie Mercury’nin hit yaratmak için başvurduğu sözcüklerin fonetik etkisini şarkılarda kullanma metodundan yararlanıyorlar.

Albümün renkli içeriği dışına da yansımış. Kapaktaki illüstrasyon fazlasıyla Star Wars ve benzeri eski kült bilimkurgu-aksiyon filmlerinin afişlerine benziyor. Bilimkurguya özgü metaforlar kapakla sınırlı değil albümdeki şarkılarda da yer yer karşımıza çıkıyor.

Müzikal anlayış bakımından MGMT ile benzer yönleri olsa da Empire Of The Sun, pop’a daha yakın duruyor.

Yaklaşık üççeyrek saatte devrini tamamlayan albüm, genel olarak orta tempoda seyreden 10 şarkı içeriyor. Parçaların rengini synthesizer destekli modern düzenlemeler, minimal gitarlar, kıpır kıpır dans ritimleri ve indie motifleri belirliyor.

Prince ve Alphaville’in parçalarını halen severek dinliyorsanız ve MGMT’nin Oracular Spectacular albümünü beğendiyseniz; Empire Of The Sun’a kulak vermenizi öneririz.

05/04/2009 Radikal Gazetesi Radikal2 Eki'nde yayınlanmıştır.