1 Nisan 2009 Çarşamba

The Crying Light/Antony & The Johnsons

Antony Hegarty eşsiz sesi, naif tavrı ve Rönesans’taki melek tasvirlerini andıran simasıyla müzik dünyasının son on yılda kazandığı en özel isimler arasında yer alıyor. 2004’te grubu The Johnsons’la kaydettikleri I Am a Bird Now’da cinsel kimlik konularını irdeleyerek büyük kitlelere ulaştılar. Bu albümle İngiltere’nin en prestijli ödüllerinden biri olan Mercury Music Prize’ı kazanıp başarılarını taçlandırdılar.

Antony I Am a Bird Now’dan sonra The Johnsons’la çalışmaya bir süreliğine ara verdi. Bu süreçte Leonard Cohen belgeseli I’m Your Man’de yer almanın yanı sıra ustaya saygı konserlerinde boy gösterdi. Volta albümündeki iki şarkıda Björk’le düet yaptı. Marianne Faithfull’un Easy Come, Easy Go albümündeki Ooh Baby Baby isimli parçada sanatçıya eşlik etti. Bob Dylan’ın hayatından kesitler sunan I’m Not There için Knockin' on Heaven's Door’u yorumladı. New York’lu DJ Andy Butler’ın projesi Hercules and Love Affair‘in aynı isimli albümündeki beş parçaya sesiyle hayat verdi. Bunlardan Blind, internetteki müzik sitesi Pitchfork Media tarafından 2008 yılının en iyi şarkısı seçildi.

Dört senelik ayrılığın ardından geçtiğimiz yıl Antony & The Johnsons yeni albüm hazırlıklarına başladı. Stüdyoya girdiklerinde yirmi beş şarkı kaydettiler ve bunların arasından on tanesini üçüncü albümleri The Crying Light için seçtiler.
Albüm içerdiği hüznün ipuçlarını daha ilk şarkıdan dinleyicisine veriyor. Her Eyes Are Underneath The Ground, giden bir kadının ardından yakılan bir ağıt. Antony bu parçayı merhum annesinin hatırasını yaşatmak için yazmış. Bu yüzden şarkıda belli belirsiz hissedilen bir matem havası var.

Epilepsy is Dancing, Kate Bush esintili bir şarkı ve Antony’nin idolü için saygı duruşu niteliğinde. Antony’nin piyanodaki hünerlerini cömertçe sergilediğinden olsa gerek daha ilk dinleyişte içinize işliyor. Parçanın klibinde Matrix üçlemesinin yaratıcıları Wachowski kardeşler ile çalışılmış. Bu renkli klipteki dans düzenlemeleri ise ödüllü koreograf Sean Dorsey’e ait.

Aeon, Antony’nin babasına yazdığı bir şarkı. Yumuşak bir piyano melodisiyle başlıyor ve Otis Redding etkili riff’lerle devam ediyor.

Kiss My Name için albümün en hareketli şarkısı diyebiliriz. Vals standartları taşıyan parçanın sonundaki keman solo belleğimize mührünü vuruyor.

Dust and Water kelt tınıları taşıyor. Antony ses perdesindeki zarif iniş-çıkışlarla dinleyenleri ipnotize ediyor.

Everglade’deki senfonik düzenlemeler yetkin bir armoni duygusuna sahip olan Nico Muhly’e ait. Muhly 28 yaşında genç bir kompozitör olmasına karşın birçok başarılı işe imza atmış yetenekli bir müzisyen. En son Oscar ödüllü The Reader’ın film müziklerini besteledi.

Antony, geçtiğimiz yıllarda düzenlenen 14. İstanbul Caz Festivali için Şan Tiyatrosu’nda grubu The Jonnsons’la verdiği konserde İstanbullu müzikseverleri kendisine hayran bırakmıştı. Antony & The Johnsons, bu günlerde The Crying Light’ın tanıtımı için Londra Senfoni Orkestrası eşliğinde dünyayı turluyor. Dileriz, bu turne kapsamında Türkiye’ye de uğrarlar…

Antony her fırsatta Boy George, Kate Bush, Marc Almond ve Nina Simone’dan etkilendiğini dile getiriyor. Önceki Antony & The Johnsons albümlerinde olduğu gibi The Crying Light’da da bu isimlerin izlerine rastlıyoruz.

Antony’nin insanı olduğu yere mıhlayan ustalıklı yorumu ve ona eşlik eden esinleyici senfonik aranjmanlar sayesinde arınmışlık hissine kapılıyoruz. The Crying Light’da Nico Muhly’nin de aralarında bulunduğu dört aranjörle çalışılmasına karşın düzenlemeler minimalliğiyle dikkat çekiyor. Albümdeki yaylılar etkileyicilikleriyle öne çıkıyor. Parçalardaki durağanlık işi monotonluğa vardırmadan infiale gebe bir sakinlik duygusu veriyor.

Perde arkasında piyano, gitar, bas, keman, viyola, çello, akordeon, üflemeli çalgılar ve davuldan oluşan tecrübeli bir müzisyen kadrosu var. Daha önce Jeff Buckley için davul çalan Parker Kindred’ı, Rufus Wainwright’ın kemancısı Maxim Moston’ı ve bir dönem Tom Waits için bass gitar çalan Greg Cohen’ı eski gruplarından hatırlayanlar olacaktır.

Antony son albümünde tabiattan ve doğa olaylarından dem vuruyor. Bu yüzden The Crying Light için okyanusların, fırtınaların, karın, yağmurun başı çektiği pagan bir albüm diyebiliriz. Antony şarkı sözlerinde kullandığı imgeleri kimi zaman William Blake’ten kimi zaman William Butler Yeats’ten ödünç alıyor. Kullandığı metaforlarla şarkılarını zenginleştiriyor.

The Crying Light’ın kapağında butoh dansı ustası Kazuo Ohno var. Fotoğraf 1977 yılında Naoya Ikegami tarafından Tokyo’da çekilmiş. Ohno şu anda 103 yaşında. Dans edemiyor, yürüyemiyor ve konuşamıyor.

Antony Ohno’yu ilk defa ergenlik yıllarında yaz okulu için Fransa’dayken okulun duvarındaki bir afişte görmüş. O günden beri Ohno’nun hayatında özel bir yeri olduğunu ifade ediyor. Antony’e göre Ohno kendisini sanatına adamış bir duayen. Bu yüzden onu rol modeli olarak benimsediğini belirtiyor ve son albümü The Crying Light’ı Kazuo Ohno’ya ithaf ediyor.

The Crying Light nitelikli bütünlüğü ve samimiyeti ile ışıldayan bir albüm. Hüznün kuytu kıyılarına bir keşif vaat ediyor.

22/03/2009 Taraf Gazetesi Kültür Sanat Eki